Makroprolaktinom Nedir
ve Testleri Nelerdir?
Makroprolaktin,
prolaktin oranının kanda yüksek çıkmasını etkileyen bir unsurdur. Bu yazıda
sizlere makroprolaktin hakkında bilgiler ve belirlenmesinde uygulanan testler
hakkında bilgiler sunulacaktır.
Makroprolaktinom Nedir?
Makroprolaktinom, prolaktin hormonunun fizyolojik
olarak aktif olmayan bir formudur. Kadınlarda bulunan hormonlardan en önemlisi
olan prolaktin hormonunun 3 formundan en büyüğü olmaktadır.
Hipofiz bezi
tarafından salgılanmakta olan prolaktin hormonunun en büyük formu olan
makroprolaktin, insan sağlığı açısından büyük bir
öneme sahip olmaktadır. Özellikle kadın vücudunda önemli bir görev dağılımına sahip olan bir hormon olmaktadır.
öneme sahip olmaktadır. Özellikle kadın vücudunda önemli bir görev dağılımına sahip olan bir hormon olmaktadır.
Makroprolaktinom
formunun insan serumundaki sıklığı günümüzde halen bilinmemektedir.
Hiperprolaktinem tanısı koyulmuş kişilerde yapılan araştırmalar sonucu, bu
kişilerin birçoğunun makroprolaktinemik olduğu ortaya çıkmıştır.
Makroprolaktinin Önemi
Makroprolaktin,
herhangi bir biyolojik aktiviteye sahip olmamaktadır ve bu yüzden klinik
bulgularda ortaya çıkması gerçekten zor bir durumdur. Vakaları genellikle
tesadüf olarak tespit edilmektedir. Özellikle kanda bulunan prolaktin
konstrasyonunun fazla olduğu zamanlarda makroprolaktinemik bir vakanın söz
konusu olduğu düşünülmektedir.
Makroprolaktin
kompleks bir yapıda olduğu için bazı durumlarda ölçümü yapılan prolaktin
hormonunda yüksek değerlere rastlanmasına sebep olmaktadır. Ciddi sorunlara
neden açabilecek prolaktin hormonunun yüksekliği insanlarda büyük korkulara
sebep olabilmektedir. Bu yüzden ilk olarak prolaktin hormonunun yüksek olduğu
kişilerde ilk olarak makroprolaktin testleri yapılmaktadır.
Prolaktin
hormonunun olması gerekenden çok olduğu durumlar genellikle tümörden ya da
ciddi hastalıklardan kaynaklanan bazı problemlerden meydana gelebilmektedir.
Bunun dışında kadın hastalıklarında da yüksek seviyede artışı gözlemlenmiştir.
Bazen yapılan ölçümlerde prolaktin hormonunun yüksek olduğu görülmektedir fakat
herhangi bir hastalık bulgusuna rastlanmamaktadır. İşte bu tamamıyla makroprolaktinden
kaynaklanan durumlar içerisinde olmaktadır.
Yapılan
araştırmalar sonucunda prolaktin oranı yüksek olan hastaların yüzde yirmisinde
makroprolaktin görülmektedir. Makroprolaktin benign yani tehlikesiz bir durum olarak
değerlendirilmekte ve tedavi gerektirmeyen bir olgu olmaktadır.
Makroprolaktin Şüphesi
Makroprolaktinemik
kişiler daha öncede belirtildiği üzere genellikle tesadüfen saptanmaktadırlar.
Genel olarak makroprolaktin şüphesi olan kişilerin yaptırmış olduğu prolaktin
hormonu testinde düzensiz ve tehlikeli düzeyde prolaktin artışı olduğu ve
radyolojik olarak adenom yani iyi niyetli bezsel tümöre saptanmamasına rağmen
yine aşırı derecede prolaktin seviyesinin olduğu bulgularla ortaya
çıkabilmektedir.
Yüksek
prolaktin artışı yanı hiperprolaktinem olan kişilerin ilk olarak kontrol etmesi
gereken unsur olan makroprolaktin, yine hafif düzeyde prolaktin artışı olan
kişilerde de ilk bakılması gereken durum olmalıdır.
Makroprolaktin Testleri
Olması
gerekenden hafif ya da fazla miktarda prolaktin hormonuna rastlanan kişilerde
ilk bakılması gereken makroprolaktin seviyesini belirlemek için bazı makroprolaktin
testi mevcut bulunmaktadır. Bu testlere göz atacak olursak jel
filtrasyon kromatografi ve polietilen glikol ile çöktürme isimli iki yöntem
uygulanmaktadır.
Jel
filtrasyon kromatografi, çok uzun süreçler kapsayan bir işlem olmaktadır. Uzun
süre kapsamasının yanında aynı zamanda çok yüksek miktarda paraların verilmesi
gereken işlemlere sahip olduğu için günümüzde fazla tercih edilmemektedir.
Makroprolaktin
saptama yöntemi olarak kullanılan en yaygın test, polietilen glikol ile
çöktürme yöntemidir. Bu yöntem ucuz ve çabuk sonuç veren bir uygulamaya
sahiptir. Hastadan alınan numuneler yüzde yirmi beş polietilen glikol ile
çöktürme işlemi yapılır ve daha sonra makroprolaktin molekülleri çöktürttükten
sonra elde kalan prolaktin molekülleri ile bir sonuca varılır. Burada
makroprolaktin bulgusuna varılıp varılmadığı, test yapılmadan önceki verilerle
test yapıldıktan sonraki verilerin karşılaştırılması ile anlaşılmaktadır.
Çöktürme
işleminden sonra test yapılmadan önce elde edilmiş bulgular ile yapıldıktan
sonraki bulgular arasında eğer yüzde elliden büyük bir fark var ise
makroprolaktinom bulgularının olmadığına kanaat getirilir. Oran yüzde kırktan
düşük ise bu durumda makroprolaktinom bulgularının görüldüğü anlamına
gelmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder